AKDENİZ MİNİKLER KOLEJİ                 JUNIORS COLLEGE               3-14 YAŞ KREŞ -ÇOCUK KULÜBÜ / 3-14 YEARS CRECHE -DAY CARE CENTER  


 

Anasayfa
 

 


Çocuklarda antibiyotik kullanımında dikkatli olun

Özellikle kış aylarında artış gösteren hastalıklarla birlikte, bilinçsiz ve doktor tavsiyesinden uzak antibiyotik alımı da görülmeye başlanıyor. Bu da ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Mevsim değişikliği yaşadığımız şu günlerde sıcağa olan özlemimiz gün geçtikçe artıyor. Kış aylarında havaların giderek daha da soğuması, güneşin arada bir içimizi ısıtıp sonra hemen kaybolması ani ısı değişikliklerini de beraberinde getiriyor. Bu durumdan hemen etkilenen ve ani ısı değişikliklerine ayak uyduramayan çocuklar kolay hasta olup yoğun ilaç, özellikle antibiyotik kullanımına maruz kalabiliyor.

Ateşli çocuğa bol bol sıvı verin

Çocuklarda görülen yüksek, ateş anne babaları en çok korkutan sağlık sorunlarından biridir. Ateşin görülmesiyle birlikte paniğe kapılan ebeveynler, çocuğa ateş düşürücü ilaçlar içirmek veya kalın kıyafetler giydirmek gibi bilinçsiz yaklaşımlarda bulunmaktadır. Ancak bu durum,  ateş tablosunun daha ağır seyretmesine neden olabilir.Türkiye’de her üç çocuktan birinde göz bozukluğu görülebiliyor. Bu görme bozukluğunun farkında olmayan aileler, çocuklarının derslerde ki düşük başarı seviyelerini, öğrenme yeteneklerinin düşüklüğü olarak nitelendirebiliyor. Oysa çocuğun öğrenme kabiliyetinde bir eksiklik yok, iyi göremediği için derslerinde geri kalabiliyor. Göz bozukluğunda önlem alınmadığında, gözde tembellik başlıyor ve bu durum ilerleyen yıllarda çocuğun görme kalitesini daha ciddi oranda etkiliyor. İş işten geçmeden aileler duyarlı davranmalı.”

Çocuklarda en sık görülen sorunlar

Çocuklarda en sık görülen göz hastalıklarının şaşılık, miyop, hipermetrop ve astigmat olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kemal Dikici sözlerini şöyle sürdürdü: “Görme bozukluklarının görülme sıklığı yaşa bağlı olarak artar. Göz tembelliği, Şaşılık, Miyop, Hipermetrop ve Astigmat çocuklarda en sık görülen sorunlardır. Erken doğan yani prematüre bebeklerin ise problemleri çok daha farklı ve büyük boyutlarda olabiliyor, bu nedenle bebek ve çocuklardaki göz problemlerinin erken tanısı çok büyük önem taşıyor.”

Şu belirtilere dikkat

Göz bozukluğunun erken konulan teşhis ile geçici gözlük kullanımı yoluyla kolayca atlatılabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Kemal Dikici, “Çocuğun tahtayı yeterince iyi görememesi, okurken satır atlaması, cümleleri eliyle takip etmesi, bir gözünü daha öne alarak kitaba bakması, televizyonu yakından seyretmesi, gözlerde sulanma ve dolayısıyla ödevlerini yaparken zorlanması gibi durumlar göz bozukluğuna işarettir. Çocuklarında bu tür şikâyetler gözlemleyen ebeveynlerin, okulların açılışı öncesinde mutlaka bir hekime başvurması gerekiyor” dedi.

Okul öncesi göz muayenesi şart

Ailelere okul öncesinde çocuklarını muhakkak düzenli olarak doktora götürmelerini öneren Prof. Dr. Kemal Dikici şöyle konuştu: “Bu sayede bir veya her iki gözde görme azlığı problemi, buna neden olan hastalıklar ve şaşılık erkenden tespit edilir. Ayrıca düşük göz kapağı, nistagmus adı verilen istem dışı göz hareketlerine de bu dönemde erkenden tanı konularak tedaviye geçilebilir. 0-16 yaş grubundaki çocukların gözlerini korumak için doğumdan hemen sonra, çocuk 6 aylıkken, okula başlamadan önce ve okul süresince düzenli göz muayenesi yapılması gereklidir. “
Çocuklardaki göz hastalıkları ve belirtileri
* Göz kayması,
* Gözlerde titreme
* Göz kapağı düşüklüğü Göz yaşarması
* Çapaklanma
* Şişlik
* Bir gözü kapayarak bakma
* Çok yakından okuma
* TV’yi yakından izleme
* Gözlerini kısarak bakma
* Okuduğu yeri kaçırma
* Okuduğu yeri belirlemek için parmak kullanma
* Düşük performans
* Baş ağrısı
* Sakarca davranış,
* Dalgınlık
* Başı bir yana eğerek bakma
* Sık sık gözleri kaşıma
* Bebek 3 aylık olmasına rağmen bakışları odaklayamama
* Ailede gözlük kullananlar veya göz hastalığı bulunması durumlarında çocukta göz hastalığı olabileceğini düşünmek gerekir.

Hangi yaşa nasıl cevap?
2–3 yaş: Bu yaşta çocuğunuza penis, vajina gibi isimleri öğretebilirsiniz.
3–4 yaş: “Bebek nereden gelir?” sorusu merak konusu olmaya bu yaş aralığında başlar. Bu yaşta çocuğunuza vereceğiniz cevap ayrıntılardan arınmış olmalıdır: “Bir süre karnımın içindeki rahim denen yerde yaşadın ve yeterince büyüdüğünde de doğdun.”
4–5 yaş: Çocuklar için ayrıntılar önemli hale geldiğinde yeni bir soru gelir: “Bebek nasıl doğar?” Cevabınız yine çocuğunuzu tatmin edebilecek ölçüde açıklayıcı, ama kafasını karıştırmayacak şekilde sade olmalıdır: “Doğmaya hazır olduğunda rahim kasılarak seni vajinaya doğru itmeye başladı ve doğdun!”
5–6 yaş: Bu yaştaki çocuk, bir bebeğin annesi ve babası tarafından ortak yapıldığını bilir. Merak ettiği bu ortaklığın nasıl sağlandığıdır. Bu yaşta çocuğunuza verebileceğiniz en açıklayıcı cümle şöyle olmalıdır: “Babanın içinde bulunan spermle annenin içinde bulunan yumurta birleşince bebek oluşmaya başlar.”
6–7 yaş: Cinsi münasebetin çocuğa en temel şekilde anlatılmasının ideal olduğu yaş aralığıdır. Şöyle diyebilirsiniz: “Doğa (ya da Tanrı) insanı kadın ve erkek olarak iki şekilde yarattı. Yarattığı kadının ve erkeğin vücutlarını tıpkı bir yapbozun parçaları gibi birbirine tam uyum sağlayacak şekilde tasarladı. Yapbozun parçaları, yani penis ve vajina birleştiğinde spermler tıpkı kurbağanın yeni doğan yavruları gibi yüzerek kadının rahmindeki yumurtanın içine girer ve bebek oluşmaya başlar.” Bu noktada çocuğunuza seks ve ilişki kelimeleri hakkında ne bildiğini sorun. Her iki kelimenin de iki insan arasındaki aşkı ve sevgiyi gösterdiğini söyleyin.

Belli soru ve durumlara doğru yaklaşımlar
Çocuk cinsellikle ilgili sorularına başlamak için sizin hazır olmanızı beklemez. Hazırlıklı olmak ve onu tatmin edebilecek cevaplar verebilmek istiyorsanız bazı senaryolarla kendinizi hazırlamalısınız. İşte size yöneltilebilecek birkaç soru örneği ve vermenizin uygun olacağı cevaplar.
•    Üç yaşındaki çocuğunuz yeni doğan erkek kardeşinin bezi değiştirilirken penisini göstererek “Bu ne?” diyor.
Bu noktada tedirgin olup alt değiştirme hızı rekoru kırarak konuyu kapatmaya çalışmak çocuğunuzun kafasında oluşan soru işaretini gidermeyeceği için doğru bir yaklaşım değildir. Aksine çocuğunuza kız ve erkek arasındaki farkı öğretmek için bir fırsat yakalamış olduğunuz için sevinmelisiniz. Ona sakin bir ses tonuyla konuyu anlatın. Bu, çocuğunuzu, bunun gayet normal bir durum olduğu konusunda ikna etmeniz için önemlidir. “Bu kızlarla erkekler arasındaki farklardan biridir. Erkeklerin penisi, kızlarınsa vajinası vardır. Yani senin vajinan, kardeşinin de penisi var.”

Hiperaktif mi yoksa sadece burnu mu tıkalı?

Burnu tıkalı çocuklar rahat nefes alamıyor, rahat uyuyamıyor, baş ağrısı ile uyanıyor, gün içinde derslerine konsantre olamıyor, ders başarısı düşüyor. Etrafına karşı davranış bozuklukları sergiliyor ve hiperaktiftir oluyor. Bu durum birçok kez hiperaktivite ve dikkat eksikliği tanısıyla tedavi ediliyor. Acaba çocuğunuz hiperaktif mi yoksa burnu mu tıkalı?